2Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları A.D., Ankara, Prof. Dr. ÖZ
Vitreusa düşen lens parçaları katarakt ameliyatının sık olmayan fakat ciddi komplikasyonlarındandır. Diğer taraftan, göz içi lens (GİL) luksasyonu erken dönemde katarakt ameliyatının bir komplikasyonu olarak gelişebilir. Geç dönem kapsül içi GİL dislokasyonları ise son yıllarda giderek artan sıklıkta bildirilmeye başlanmıştır. Bu makalede disloke lens parçaları ve GİL lerin nedeni ve tedavisi tartışılmıştır.
GİRİŞ
Günümüzde görsel ve yazılı medyada katarakt ameliyatının çok kolay olduğu, 5 dakika içinde tamamlandığı ve mükemmel sonuçlar alındığı ile ilgili yayınlar hastaların beklentisini oldukça yükseltmiştir. Bu nedenle katarakt ameliyatı sırasında lens veya nükleusun vitreusa düşmesi cerrahın karşılaşabileceği en önemli komplikasyonlardan biridir. Hem hastada hem de cerrahta derin bir hayal kırıklığı yaratmaktadır ve diğer katarakt cerrahisi tekniklerine oranla fakoemülsifikasyonda daha sıklıkla meydana gelmektedir.[1] Bu vesile ile onam formların önemini ve ameliyat öncesi hastaya detaylı bilgi vermenin ne kadar gerekli olduğunu tekrar hatırlatalım. Lens materyalinin arkaya dislokasyon sıklığının %0.3 ile %1.1 arasında değiştiği düşünülmektedir.[1] Kapsüloreksisin düzgün yapılamaması, ani ve yüksek basınçlı hidrodiseksiyon sırasında arka kapsülün yırtılması nukleus düşmeleri için ana risk faktörleridir. Söz konusu komplikasyon riskini azaltmak için arka kapsül bütünlüğünün bozulmamasına , kapsüloreksis kenarında yırtılmaya eğilimli bir çentik oluşmamasına dikkat edilmelidir. Arka kapsül bütünlüğünün kolayca bozulduğu diğer durumlar ise ileri yaş, küçük pupilla, uzun aksiyel uzunluk, , sert nükleus, travma, çukurda göz, arka polar katarakt tır, ancak en önemli risk faktörleri ise psödoeksfoliasyona bağlı zonül zayiflığı ve önceden vitrektomi geçirmiş gözlerdir.[1,2]
KLİNİK ÖZELLİKLER
Vitreusa düşen lens parçaları sıklıkla ameliyat sırasında cerrah tarafından fark edilmesine rağmen bazen disloke olan parçalar gözden kaçabilir. Bu durumda ameliyat sonrasında nedeni açıklanamayan kronik göz içi inflamasyonu (fakojenik üveit) ile karşılaşılabilir. Vitreusa lens proteinlerinin salınımı ile immün yanıtla ilgili yollar tetiklenmekte ve fagositik cevap oluşmaktadır. Bu serbestleşen proteinler ve makrofajlar trabeküler ağı tıkayarak fakolitik, fakoanaflaktik glokoma sebep olmaktadır. İnflamatuar cevabın ilerlemesiyle de vitreus bulanıklığı, kistoid makula ödemi ile görme etkilenmektedir. İnflamasyonun şiddeti düşen parçanın büyüklüğü, ameliyat sonrası geçen süreye, kişisel inflamatuar yanıt farklılığına ve göz içi girişimlerinin miktarına bağlı olarak değişebilir. Fundus muayenesinde vitre içinde korteks bakiyeleri ve nukleus parçalari izlenebilir (Resim 1). Büyük nükleus parçaları veya nükleus traksiyonları ile veya inflamatuar zeminde gelişen traksiyonlar, arka vitreus dekolmanı nedeni ile retina yırtıkları ve retina dekolmanı tabloya eklenebilmektedir. Olguların bir kısmında iris veya retina damarlarından kaynaklanan vitreus hemorajileri de görülebilmektedir. Eşlik eden bulgular; konjonktival hiperemi ve kemozis, kornea ödemi (%35-46), üveit (%56-87), göz içi basınç artışı (fakojenik glokom, %32-46), vitreus bulanıklığı ve nadiren de vitreus kanaması ve retina dekolmanı olarak sıralanabilir.
Resim 1: Vitreus içinde korteks artıkları ve nukleus parçaları.
Lens dislokasyonlarına eşlik eden komplikasyonlar şu şekilde sıralanabilir:
1. Kornea ödemi: Uzayan cerrahi, endotel travması, ileri hasta yaşı risk faktörleridir.
2. İnflamasyon: Lens parçalarına karşı oluşan inflamasyon şiddeti değişkendir. Endoftalmi de akılda tutulmalıdır.
3. Kistoid makula ödemi: Yoğun ve kronik vitreus enflamasyonu sonucu ortaya çıkmaktadır.
4. Glokom: En sık fakolitik ve fakoanafilaktik glokom görülmektedir. Zamanla gelişebilecek periferik anterior sineşiler, pupil planını örten membranlar da pupil bloğu veya açı kapanması glokomuna neden olabilmektedir.
5. Retina dekolmanı: İnsidansı değişik serilerde %5 ile 45 arasında bildirilmiştir. Retina dekolmanı insidansını azaltmak için cerrahın gereksiz manevralardan kaçınması gerekmektedir. Dev retinal yırtıklar veya retinal diyalizler oluşabilmektedir.
6. Vitreus hemorajileri.
7. Anterior iskemik optik nöropati.
Ameliyat Öncesi Değerlendirme
Özellikle ilk bir hafta içerisinde endoftalmi şüphesi varsa arka segment ve kalan lens parçaları dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Böyle gözlerde vitreus tap ile intravitreal antibiyotik uygulaması sorunu çözmeyecektir, pars plana vitrektomi ile lens parçalarının temizlenmesi gerekmektedir. Bazı hastalarda ise nükleer fragmanlar ön kamarada kalarak kronik, hafif düzeyde göz içi inflamasyona neden olabilir; gonyoskopi ile açı bölgesi dikkatlice incelenmelidir.[3,4]
TEDAVİ
Katarakt cerrahisi sırasında vitreusa lens parçaları düştüğünde ön segment cerrahının işine yarayacak en iyi alet bir telefon cihazıdır. Durum hemen bir vitreoretinal cerraha telefonla haber verilmelidir. Bu esnada cerrah panik olmamalı ve vitreusa düşen lens parçalarını aktif aspirasyonla, posterior asisted levitasyonla veya lup ve forseps kullanarak çıkartmaya çalışmamalıdır. Fako probunu arkaya doğru ilerleterek düşen lens parçasını tutmaya çalışmak da aynı derecede tehlikelidir. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında arka segment hastası gibi kabul edilip arka segment cerrahi şartları hazırlanarak pars plana yoluyla tedavi edilmelidir. Eğer arka segment cerrahı varsa aynı seansta total pars plana vitrektomi (PPV) yapılmalı ve lens parçaları çıkartılmalıdır. Eğer bu mümkün değilse ve ön kamaraya vitre prolapsusu varsa, arka kapsülü mümkün olduğunca koruyarak yüksek kesi ve düşük aspirasyon ile sadece ön vitrektomi yapılmalı, şartlar uygunsa arka kamara göz içi lensi (GİL) konulmalı ve sütüre edilmelidir. Bu arada sponj vitrektominin yapılmaması gerektiğini de tekrar hatırlatalım. Zira; sponj vitrektomi ile vitreus bazına traksiyon uygularız. Bu bölgede vitreus retinaya sıkı yapışık olduğundan traksiyon direkt retinaya iletilir. Periferik retinanın yırtılmaya direnci arka kutbun %1‘i kadardır yani periferik retina 100 kez daha kolay yırtılır. Bu nedenle gereksiz manevralar retinada dev yırtıklara ve dializlere yol açabilir. Daha sonra göz kapatılarak gerekli antiinflamatuar, antibakteriyel ve antiglokomatöz tedavi başlanıp en kısa zamanda vitreoretinal cerraha konsulte edilmelidir.
Bazı durumlarda lens parçası küçük ve inflamasyon kolayca kontrol altına alınabiliyorsa tıbbi tedavi ile hasta takip edilebilir. Eğer düşen parça lensin ¼’ünden veya 2 mm’den büyük ise enflamasyon şiddetli olacağından vitrektomi gerekmektedir. İnflamasyon ve /veya göz içi basıncı 1-2 hafta içinde kontrol altına alınamıyorsa veya vitre kanaması varsa mutlaka müdahale yapılmalıdır.[5,6]
VİTREORETİNAL CERRAHİ ENDİKASYONLARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Temel endikasyonlar sert ve büyük nükleus parçasının vitreusa disloke olması, retina dekolmanı ve vitreus hemorajisi gibi komplikasyonların varlığı, kalıcı inflamasyon ve tıbbi tedaviyle kontrol altına alınamayan glokomdur. Total lens hacminin %10’undan az olan parçaların varlığında prognoz daha iyi olup, spontan emilim 3 ay içerisinde oldukça iyidir, ancak her zaman oluşan reaksiyonlar düşen parçanın büyüklüğü ile orantılı olmayabilir, ayrıca büyüklük tesbiti doğru olmayabilir.
Lens parçalarına uzanmak amaçlı gereksiz manevralar traksiyonları arttıracağı için bunlardan kaçınılmalı ve kornea ödemini arttıracak ön segmentteki gereksiz manevralardan kaçınılmalıdır.
Yeterli kapsül desteği mevcutsa, ön kamaradaki vitreus dikkatlice temizlenmeli ve göz içi lensi yerleştirilmelidir. İnsizyon yerinde vitreus kalmamasına ve insizyonun sutürlerle sıkıca kapatılmasına dikkat edilmelidir.
Cerrahi Enstrümentasyon
Standart üç-port pars plana vitrektomi (PPV) yaklaşımı uygulanmaktadır. Fragmatom ise arka segmentteki sert nükleus parçalarını temizlemek için gerekmektedir.
Cerrahi Teknik
Vitreoretinal cerrahi endikasyonu varsa ya aynı seansta vitreoretinal cerrahi uygulanabilir ya da ilk 1-2 hafta içerisinde farklı bir seansta yapılabilir. Biz klinik olarak aynı seansta vitrektomi uygulamaktayız. Ayni anda girişimin avantajları ikinci bir cerrahinin önlenmesi, hasta ve doktor üzerindeki stresi azaltması ve durumu izah etmedeki zorlukların ortadan kaldırılmasıdır.
Skleral indentasyonla birlikte geniş-açılı görüntüleme sistemleri saat 6 hizasındaki ora serrata bölgesi yakınındaki lens materyallerinin alınmasına ve vitreus bazı bölgesini kaplayan vitreusun kolayca alınmasını sağlar. Nükleusu çevreleyen rezidüel lens korteksi vitrektomi probu ile alınabilir, hatta küçük nukleus parçaları bile ışık kaynağı ile ezilerek okütom ile temizlenebilir. Fragmatom, daha sert nükleer fragmanları %5-10 güç ve 150-200 mmHg aspirasyon kullanılarak parçalamak ve aspire etmek için kullanılır. Endofakoyu kullanmadan önce mutlaka arka hyoloid ayrılmış olmalı ve vitreus temizlenmiş olmalıdır.
Vitreusa disloke lens parçalarına ulaşılınca bunların etrafındaki vitreus da dikkatli bir şekilde temizlenerek lens parçacıkları temizlenmeli ve böylece retinaya uygulanacak traksiyonlardan kaçınılmalıdır. Küçük nükleus parçaları fakofragmatom ile doğrudan yakalanıp orta vitre alanına çekilerek retinadan uzaklaştırılarak güvenli bir şekilde temizlenebilir. Büyük nükleus parçalarını veya bütün bir nükleusu fakofragmatomla temizlemek için perflorokarbon (PFK) sıvılarından faydalanılmalıdır.
Vitreoretinal cerrahın dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Fakofragmantasyona geçmeden önce vitreusun olabildiğince iyi temizlenmesi, düşen lens parçalarının vitreus lifleriyle bağlantılarının temizlenmesi, arka vitreusun ayrılarak tamamen alınması gerekmektedir.
Katarakt cerrahisi sırasında GİL implantasyonu yapılmamışsa uygun bir GİL implantasyonu yapılabilir veya cerrahinin komplike olduğu durumlarda başka bir seansa bırakılabilir.
Eğer eşlik eden retina dekolmanı mevcutsa skleral çökertme önerilebilir. Skleral çökertme uygulandıktan sonra standart PPV uygulanır. Perflorokarbon sıvısı, lens parçaları öne doğru yüzüyorken retinanın rekole halde kalmasını sağlamak amacıyla kullanılmalıdır. Lens nükleusunun büyük kısmı fakofragmantasyon ile alındıktan sonra kalan küçük parçalar fragmatom tipi ile aspire edilebilir. Lens tamamen çıkarıldıktan sonra retinal yırtıkların ve skleral çökertmenin etrafına 360 derece endolazer uygulanır. Perflorokarbon sıvı alınır ve uzun-etkili gaz tamponad veya silikon yağı ile değiştirilir. Eğer ilk seansta GİL konulmamışsa retinal yatışıklık stabil hale gelinceye kadar geciktirilebilir.
Sonuç olarak vitreusa düşen nükleus veya lens parçalarının tedavisinde uygun zamanda uygun vitreoretinal tekniklerle komplikasyonlar önemli ölçüde engellenebilmekte ve oluşan komplikasyonlar başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
Ameliyat Sonrası İzlem
Ameliyat sonrası 1. günde sıklıkla kornea ödemi kötüleşir ve açılması bazen birkaç haftayı bulabilir. Ameliyat sonrası dönemde rutin steroid ve antibiyotik damlalar ile birlikte topikal antiglokomatöz kullanımı gerekebilir. Reoperasyon endikasyonu eğer yanlışlıkla büyük nükleus parçası kalmışsa ve yeni tanı retina dekolmanı varsa koyulmaktadır. Ayrıca bu olgularda başarılı bir cerrahi uygulanmış olsa bile geç dönemde glokom (%7.8), retina dekolmanı (%11.1), kistoid ödem (%12.1) olasılığı mevcuttur, bu nedenle yakın takibi gerekir.
Cerrahi Sonuçlar
Görsel sonuçlar farklı serilerde değişik olarak saptanmıştır.[5-8] Hastaların %50’sinden fazlasında görme düzeyi 20/40 ve üzerindedir. Lens parçalarının kaldığı 343 kişilik geniş bir seride, en yaygın görme azlığı sebepleri kistoid maküler ödem (%29), önceki oküler hastalık (%24), korneal ödem (%15), retina dekolmanı (%13) ve epiretinal membran (%4) olarak belirtilmiştir.[6] Vitrektomi zamanının (<1 hafta, 1-4 hafta, 4-12 hafta ve >12 hafta) sonuç görme keskinliği ve göz içi basıncı sonuçları ile belirgin bir ilişkisinin olmadığı saptanmamıştır.[6] İlk 3 günde yapılan cerrahilerde vitreus örneklerinde makrofaj, dev hücreler ve fakolitik hücreler izlenmezken, süre uzadıkça hücre sayıları artmaktadır.[9] Bu durum bize erken cerrahinin avantajını göstermektedir.
Kalan Lens Parçalarına Bağlı Komplikasyonlar
Retina dekolmanı vitrektomi öncesinde, sırasında veya sonrasında oluşabilir.[5-8,10] Retina dekolmanı vitrektomi ile ilişkili faktörlere bağlı olduğu gibi önceki katarakt cerrahisi ile de ilişkili birçok faktöre bağlı olarak oluşmaktadır. Katarakt cerrahisi sırasında arkaya yerleşimli nükleusu almaya çalışma girişimleri sırasında büyük retinal yırtıklar ve retina dekolmanı oluşabilir.[11] Risk faktörleri, katarakt cerrahisi sırasında fakoemülsifikasyon probunun vitreusta kullanılması, dengeli tuz solüsyonu ile vitreus kavitesinin irrigasyonu ve limbal insizyon yoluyla derin arka vitrektomidir. Retina dekolmanı sıklığını azaltmak için uygulanan vitrektomi teknikleri vitreus traksiyonundan kaçınmak için fakofragmantasyon öncesi maksimum vitreus alınması, lens materyalini alırken düşük enerji ile yüksek aspirasyon kullanmak ve intraoperatif olarak retinal yırtıkları saptamak ve lazer uygulamak için retina periferine skleral depresyon uygulayarak periferik retinanın çok iyi değerlendirilmesini kapsamaktadır.[12]
CERRAHLAR İÇİN TEDAVİ ÖNERİLERİ
Ön Segment Cerrahına Öneriler
1. Düşen parçaların peşinden koşmayın, balık avlamayın!
2. Sadece insizyon yerine vitreus prolapsusunu önlemek için ön vitrektomi uygulayın.
3. Mümkünse GİL’i koyun.
4. Sıkı sütürler ile insizyon yerini kapatın.
5. Gerektiği ölçüde topikal medikasyon uygulayın.
6. Vitreoretinal cerraha konsulte edin.
Vitreoretinal Cerraha Öneriler
1. Minimal inflamasyonlu ve/veya küçük nükleer fragmanları olan gözlerde başlangıçta gözlem (nükleusun 1/4 ünden küçük parçalarda).
2. Gerek duyulduğu ölçüde topikal tedaviye devam.
3. Vitrektomi;
a) İnflamasyon ya da GİB’ı kontrol altına alınamazsa.
b) Parça nükleusun %25’inden büyükse (>2 mm büyüklüğünde) önerilir.
4. Korneal ödemin açılması ya da konjonktival konjesyonun azalması sağlandıktan sonra eğer gerekiyorsa geç dönem vitrektomi.
5. Fakofragmantasyondan önce uygun kor vitrektominin uygulanması.
6. Daha etkili nükleus alımı için düşük fakofragmantasyon gücü ile başlamak (%5-10).
7. Gerekiyorsa sekonder GİL için hazırlık.
8. Retina periferinin yırtık veya dekolman açısından incelenmesi.
ARKA KAMARA GÖZ İÇİ LENS
DİSLOKASYONLARINDA CERRAHİ TEDAVİ
Giriş
AK-GİL dislokasyonlarını erken dönemde ve geç dönemde gelişen olarak sınıflayabiliriz. Erken dönem dislokasyonları genellikle postoperatif ilk haftalarda gelişir ve suboptimal arka kapsül desteği olan olgularda meydana gelmektedir. En yaygın sebebi katarakt cerrahisi sırasında arka kapsül rüptürü olması veya arka kapsül rüptürü olmuş gözlerde bunun akabinde AK-GİL’i lens implantasyonu sırasında da tanımlanmıştır. Erken postoperatif dislokasyonlar, sıklıkla GİL’nin farkedilmeyen arka hyaloid üzerindeki arka kapsül defektine tümünün veya bir parçasının yerleştirilmesi sebebiyle oluşmaktadır (Resim 2). Eğer dislokasyon birkaç gün ya da hafta sonra oluşmuş ise, daha sıklıkla arka kapsül kalıntısı veya zonüler ayrılma meridyenlerinden uzağa spontan GİL haptik rotasyonu sonucu oluşmaktadır. Geç dönem dislokasyonlar ise ameliyattan yıllar sonrasında oluşur, giderek daha sıklıkla karşılaşılmaktadır ve kapsül içi GİL şeklinde gelişmektedir (Resim 3). Travmatik ya da özellikle psödoeksfoliasyonu olan gözlerde spontan olarak ilerleyici zonüler destek kaybına bağlı oluşabilir (Resim 4).[13]
Resim 2: Komplikasyonlu katarakt cerrahisi sonrası yetersiz kapsül desteğine bağlı olarak GİL dislokasyonu.
Resim 3: Kapsüler kontraksiyon ve kapsüliçi GİL dislokasyonu.
Resim 4: Pseodoexfoliasyonda ilerleyici zonülolizise bağlı lens subluksasyonu.
Vitreusa olan dislokasyonlar çok daha az görülmekle birlikte daha ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Dislokasyon ameliyattan birkaç gün veya hafta sonra olduğunda lensin yırtık arka kapsülden ön hyaloidin önüne konulmuş olabileceği veya lens bacağının arta kalan kapsülden kurtulmuş olabileceği düşünülmektedir. Geç dislokasyonlar daha az sıklıkla görülmektedir ve travma veya psödoeksfoliasyon sendromunda olduğu gibi zonüler desteğin zamanla kaybına bağlı olabilir. Ayrıca kapsüler kontraksiyon, geçirilmiş vitrektomi ameliyatı, uveit, retinitis pigmentosa, myotonik distrofi, yüksek myopi ve diabet te geç dönem kapsül içi GİL dislokasyonu sebepleri arasındadır.[14-15]
Klinik Özellikler
Şikayetler dislokasyon derecesi ile ilişkilidir. Lensin optik kısmı pupil aralığının yarıdan fazlasını kaplıyorsa bu durum GİL desantralizasyonu olarak adlandırılır. Eğer GİL pupil aralığından uzaklaşmış fakat lens kapsülü ile ilişkisi devam ediyorsa bu durumda GİL subluksasyonundan bahsedilir. Lens kapsül ile ilişkisini tamamen yitirdiğinde ise GİL luksasyonu söz konusudur.
Ameliyat Öncesi Değerlendirme
Lensin malpozisyon derecesi klinik semptomların en önemli belirleyicisidir.[13] Optiğin pupiller boşluğun yarısından fazlasını kapladığı hafif malpozisyon görsel açıdan önemli sorun teşkil etmemektedir. Asimetrik haptik yerleşimi- biri kapsül içinde biri sulkusta- progresif kapsüler fibrozis ve kapsül kontraksiyonu ile artabilen desantralizasyonun en yaygın nedenidir.
Sublukse AK-GİL’i daha fazla dislokasyonu kapsar, genellikle açık bir pupiiler alan ile birliktedir fakat GİL’i iris arkasında ön vitreus içine gömülüdür. Bu hastalar optiğin pozisyonundaki fluktasyonlar nedeniyle oldukça semptomatikdirler.
Lukse ya da total disloke GİL’i vitreus kavitesi içerisinde mobil haldedir. Bu GİL’leri uçuşma benzeri semptomlara ya da nadiren pupiller blok glokomuna ya da retinal travmaya neden olabilir.
Ameliyat öncesi olarak arka kapsül kalıntısı değerlendirilmeli, sekonder GİL implantasyonu için yeterli olup olmadığı saptanmalıdır. Arka kamara GİL implantasyonu için genellikle en az 6 saat kadranı arka kapsül desteği olmalı ve bu desteğin en az yarısı alt kadranda olmalıdır.
Cerrahi Endikasyon
Tedavide üç temel yaklaşım söz konusudur.[16-17]
1. Gözlem: Hafif desantralizasyonda herhangibir işlem gerekmeyebilir. Semptomatik olgularda miyotik damla ile pupillanın küçültülmesi rahatlama sağlayabilir. Hafif subluksasyonlarda arka kapsülün büyük kısmı yerinde ise limbal yolla sınırlı ön vitrektomi ve GİL repozisyonu tercih edilebilir.
2. Lensin çıkartılması veya değiştirilmesi: Katarakt ameliyatı sırasında vitreusa disloke olan GİL aynı seansta, hemen ameliyatın ertesinde olan dislokasyonlarda ise 2 hafta içinde müdahale edilmesi önerilmektedir. GİL çıkartılrken önce arka hyaloid ayrılır, vitrektomi tamamlanır, GİL etrafındaki yapışıklıklar giderilir ve GİL forsepsle optiğinden tutularak çıkartılır.
3. Göz İçi Lensin Repozisyonu: Lukse olan lensin repozisyonu en sık tercih edilen tedavi yöntemidir. Mevcut lens kalan ön veya arka kapsülün önüne konulabilir. Yeterli kapsül desteği için periferik kapsülün en az 180 derecelik kısmı sağlam olmalıdır.
Total dislokasyonlarda AK-GİL bazı gözlerde daha iyi tolere edilmesine karşın görsel rehabilitasyonları açısından cerrahi önerilmektedir. Semptomatik sublukse AK-GİL’inde cerrahi limbal veya pars plana yaklaşımı yoluyla uygulanabilmektedir. Daha hafif GİL subluksasyonu olan gözlerde eğer arka kapsülün büyük kısmı intakt ise minimal bir ön vitrektomi ya da hiç vitrektomi yapmadan da limbal insizyon yolu ile düzeltilebilir.
GİL değişimi, cerrahi manüplasyon sırasında AKGİL’i hasar görmüşse veya GİL tasarım özellikleri nedeniyle sulkus veya fiksasyon sutürü için uygun değilse yapılabilmektedir.
GİL’nin Yerleştirilmesi
Disloke lens alındıktan sonra GİL yerleştirme seçenekleri, ön-kamara GİL (ÖK-GİL) veya skleral-fiksasyon AK-GİL’ini kapsamaktadır.
ÖK-GİL’nin değiştirilmesi sırasında kornea endoteline olan travma bazı AK-GİL’i ile olandan daha azdır ve daha hızlı ve kolay bir yöntemdir.
Üç ana GİL repozisyon yaklaşımı vardır:
• Rezidüel periferal ön ve arka kapsül kalıntısı kullanılarak sutürsüz AK-GİL repozisyonu.
• İris sutür fiksasyonu.
• Skleral sutür fiksasyonu.
Yeterli kapsüler desteği tanımlama başarılı ve GİL repozisyonu için önemli bir faktördür. Rezidüel kapsüler desteğin önüne sulkus fiksasyonu en yaygın tedavi yöntemidir ve teknik olarak mümkünse ilk tercihdir.[13-17] Genellikle, periferal kapsülün en az 180 derecelik kısmı intakt ise GİL iyi desteklenmiştir. Eğer alt kapsül yok ya da rezidüel kapsül kenarının AK-GİL haptiklerini desteklemesi şüpheli ise yeterli bir destek oluşturmamaktadır.
Cerrahi başarı haptiklerin siliyer sulkusa doğru yerleştirilmesine bağlıdır. Eğer rezidüel kapsül tam olarak görülemiyorsa iris kancaları takılarak bakılabilir. Pars plana yaklaşımı ile yapılan kullanışlı bir manevra, AKGİL’inin bir haptiğinin rezidüel kapsül üzerinde sulkusa diğer haptiğinin ön kamaraya bırakılmasıdır. İkinci haptik rezidüel kapsül ile arka iris yüzeyi arasında bir kılavuz oluşturacaktır.
AK-GİL’inin ön kamaraya repozisyonu da bildirilmiştir, fakat kronik iris irritasyonu ile kronik inflamasyon ve pupiller bloğa neden olabilmektedir.[18] Bu yöntem asla uygulanmamalıdır.
İris-fiksasyon sutürleri, başlangıç olarak disloke ÖKGİL’leri için tanımlanmıştır, daha sonra limbal ya da pars plana yaklaşımı ile AK-GİL’i için tanımlanmıştır.[19]
Skleral fiksasyon sutür tekniklerinin beş komponenti vardır:
• GİL’inin yakalanması.
• Vitreus kavitesinde siliyer sulkus bölgesi yoluyla bir sutür halkasının hazırlanması.
• Sutür halkasının GİL haptiği etrafına geçirilmesi
• Sutürün skleradan geçilmesi.
• Skleral sutür düğümünün kapatılması.
SONUÇLAR VE KOMPLİKASYONLAR
Görsel sonuçlar katarakt cerrahisin kistoid maküler ödem veya retina dekolmanı gibi komplikasyonlarına bağlı olarak da değişmektedir. AK-GİL’i dislokasyonu ile birlikte retina dekolmanı mevcudiyetinde standart vitreoretinal cerrahi uygulanır ancak perflorokarbon sıvıları retinayı stabilize edip manüplasyonu kolaylaştırmak açısından yararlıdır.
Skleral fiksasyon sutür tekniklerine spesifik komplikasyonlar kendini sınırlayan intraoperatif ya da postoperatif vitreus hemorajisi, transskleral sutür yolunda bakteriyel migrasyon ve geç-başlangıçlı endoftalmi ve erode sutürlerdir.
Vitreoretinal Cerrahlar için Öneriler:
• Mevcut kapsüler anatominin dikkatli değerlendirilmesi.
• Eşzamanlı komplikasyonların saptanması ve tedavi planının belirlenmesi.
• Genellikle akut postoperatif inflamasyonun gerilemesi ve kapsüler rijiditenin sağlanması için bir hafta veya daha fazla süre beklenmesi.
• GİL değişim olasılığı varsa GİL güç hesaplamasının sağlanması.
• GİL optiğinden tutulmalı ve periferik retina olası yırtıklara karşı çok iyi muayene edilmeli.
Sonuç olarak disloke AK-GİL’leri için birçok tedavi yaklaşımı mevcuttur. En uygun yaklaşım metodu bireye özgü olarak ve cerrahın deneyimine bağlı olarak belirlenmelidir. Postoperatif görsel sonuçlar genellikle iyi olmasına karşın daha önceki, intraoperatif veya postoperatif komplikasyonlara bağlı olarak sonuçlar değişebilemektedir.
KAYNAKLAR/REFERENCES
- Leaming DV.: Practice styles and preferences of ASCRS members- 1994 Survey. J Cataract Refract Surg. 1995;21:378-385.
- Pande M, Dabbs TR.: Incidence of lens matter dislocation during phacoemulsification. J Cataract Refract Surg. 1996;22:737-742.
- Irvine WD, Flynn HW Jr, Murray TC.: Retained lens fragments after phacoemulsification manifesting as marked intraocular inflammation and hypopyon. Am J Ophthalmol. 1992;114:610- 614.
- Gedde SJ, Karp CL, Budenz DL.: Retained nuclear fragment in the anterior segment. Arch Ophthalmol. 1998;116:1532-1533.
- Blodi BA, Flynn HW Jr, Blodi CF, et al.: Retained nuclei after cataract surgery. Ophthalmology. 1992;99:41-44.
- Scott IU, Flynn HW Jr, Smiddy WE, et al.: Clinical features and outcomes of pars plana vitrectomy in patients with retained lens fragments. Ophthalmology. 2003;110:1567-1572.
- Gilliland GD, Hutton WL, Fuller DG.: Retained intravitreal lens frahments after cataract surgery. Ophthalmology. 1992;99:1263-1269.
- Borne MJ, Tasman W, Regillo C, et al.: Outcomes of vitrectomy for retained lens fragments. Ophthalmology. 1996;103:971- 976.
- Wilkinson CP and Gren R.: Vitrectomy for retained lens material after cataract extraction. Ophthalmology. 2001;108:1633- 1637.
- Moore JK, Scott IU, Flynn HW Jr, et al.: Retinal detachment in eyes undergoing pars plana vitrectomy for removal of retained lens fragments. Ophthalmology. 2003;110:709-714.
- Aaberg TM Jr, Rubsamen PE, Flynn HW Jr, et al.: Giant retinal tears as a complication of attempted removal of intravitreal lens fragments during cataract surgery. Am J Ophthalmol. 1997;124:222-226.
- Smiddy WE, Guererro JL, Pinto R, et al.: Retinal detachment rare after vitrectomy for retained lens material after phacoemulsification. Am J Ophthalmol. 2003;135:183-187.
- Gross JG, Kokarne GT, Weinberg DV.: The Dislocated IOL Study Group. In-the-bag intraocular lens dislocation. Am J Ophthalmol. 2004;137:1-6.
- Gimbel HV, Condon GP, KohnenT et al.: Late in the bag intraocular lens dislocation:Incidence, prevention, and management. J Cataract Refract Surg. 2005;31:2193-2204.
- Davis D, Brubaker J, Espandar L et al.: Late in the bag spontaneous intraocular lens dislocation. Ophthalmology. 2009;116:664- 670.
- Flynn HW Jr, Buus D, Culbertson WW.: Management of subluxated and posteriorly dislocated intraocular lenses using pars plana vitrectomy instrumentation. J Cataract Refract Surg. 1990;16:51- 56.
- Smiddy WE, Ibanez GV, Alfonso E, et al.: Surgical management of dislocated intraocular lenses. J Cataract Refract Surg. 1995;21.64-69.
- Allara RD, Weinstein GW.: A new surgical technique for managing sunset syndrome. Ophthalmic Surg. 1987;18:811-814.
- Sternberg P Jr, Michels RG.: Treatment of dislocated posterior chamber intraocular lenses. Arch Ophthalmol. 1986;104:1391- 1393.